Ara Güler Üstadı Anlamak…
30 sene önceye göz atalım;
Sene 1982; Hürriyet Gösteri Dergisi, Haziran Sayısı… Sn. Mehmet Bayhan tarafından kaleme alınmış sitemkar hatta biraz da sert bir yazı… Yazının başlığı Biraz Saygı Lütfen Θ ; yazının muhatabı, Ara Güler :) Sn. Mehmet Bayhan kızmış belli ki, epeyce saymış söylemiş, sitem üzerine sitem, mastürbasyona bile dayandırmış mevzuyu…
Hatta yazının sonuna doğru Ara Güler’in bugün de aynısını söylediği o günkü söylemlerine cevap olarak, Güler’in çektiği fotoğraflar için şöyle diyor Sn. Bayhan; “İşte Ara Gülerin fotoğrafları!.. Camide oturan ihtiyar, elinde süpürge duvar önünde çöpçü”
…
Yani demem o ki, 30 yıldır değişen bir şey olmamış, Güler bugün 84 yaşında, uzun ömürlü olsun ama belli ki, üstat bir kısmımız tarafından anlaşılmadan bir gün ayrılacak aramızdan… Ortaya koyduklarıyla ve nükteli söylemlerinin ardındakilerle ilgilenmek yerine biz ona ısrarla aynı soruyu soruyoruz, “Fotoğrafın sanat olmayacağına dair sözleriniz var, doğru mu Sayın Güler?” Henüz hayattayken, ona yalnızca fotoğraf alanında değil diğer bir çok alanda (neredeyse tüm yakin tarihimizi izlemiş bir göze) yöneltilecek daha önemli sorularımız olmalı gibi geliyor bana…
Medyanın onun söylemlerini sunuş biçimine, 3 Şubat 2013 tarihine kadar ziyarete edilebilecek “Bilinmeyen Ara Güler” isimli sergisi üzerine yapılan şu roportajΘ üzerinden bir göz atalım; röportaj içerisinde onun eski/yine/yeniden mevzu edilen “fotoğraf sanat değildir” cümlesinin yerini bir iki satır yukarı yerleştirip yeniden okuyunca, üstadın ne demek istediği açık değil mi?
Şunları söylüyor üstat:
“Her şeyi kendim için çekiyorum, sonra da onlarla ilgili bir takım adamlar ‘sanattır, değildir’ diye konuşuyor. Dünyada iki tip fotoğraf vardır. İş için, yani para kazanmak için çekilen fotoğraf, bir de sanat fotoğrafı vardır. Röportaj fotoğrafını başka şeylerle karıştırmayın. Fotoğraf bir sürü işe yarar. Mesaj veren fotoğraf, sanat fotoğrafı başka, röportaj fotoğrafı başka…” derken fotoğraf sanatı, sanat fotoğrafı, sanatta kullanılan fotoğraf ve Fotoğraf arasındaki ayrıma dikkat çekiyor; ‘bunları birbiriyle karıştırmayın, hepsi kendi alanında önemlidir’ demek istiyor üstat ve “ben sanat yapmıyorum” diyerek, kendi kulvarını da vurguluyor üstat… Kaldı ki “sanat yapıyorum” diye bağıracak biri de değil, ayrıca sanat ‘kendini ele veren’ bir olgudur; ada, başlığa ihtiyaç göstermez; icracısı onu bir yolla ortaya koyar, geride kalanların hissettiği bir şeyler varsa, işte sanat o hissedilenlerde vardır…
a.tufan palalı/1.ocak.2013