Camera Lucida’yı yorumlamadan önce, Zihinsel Kalibrasyon
Barthes’ın Fotoğraf anlayışına yaklaşmaya niyetli biri; zihninin bir bölümünü, Barthes’ın Camera Lucida’da vurguladığı şu hususlarla kalibre etmelidir.
1-Fotoğraf, felsefi olarak dönüştürülemez (…cannot be transformed philosophically, 2).
2-Fotoğraf, bilindik sınıflandırmalara dâhil edilemez (Photography is unclassifiable, 2); bir sınıfa dâhil edilmesi gerekiyorsa, bu ‘katmanlı nesneler sınıfı’ olabilir (laminated objects, 2).
3-Fotoğraf, her iki yaprağını da bozmadan ayıramayacağımız bir görüngü olarak ele alınmalıdır (two leaves cannot be separated without destroying them both, 2).
4-Fotoğraf, göndergesine yapışıktır (…the referent adheres, 2).
5-Fotoğraf bütünüylei, göstergebilim içinde ele alınamaz (..the semiology of Photography is therefore limited, 15)
6-Fenemenolojik açıdan bakılırsa; Fotoğrafın doğruluğu kanıtlama gücü, temsil gücünün üzerine çıkar (…exceeds the power of representation, 36).
7-Çeldirici kodlar okuma biçimimizi değiştirse de; Fotoğraf, kodsuz bir görüntüdür (…an image without code, 36).
8-Fotoğraf, algılama düzeyinde yanlışa; zaman düzeyinde ise doğruya karşılık gelir (…false on the level of perception, true on the level of time, 47).
9-Nesnenin özünü değil, dışını esas alan temsil biçimlerinde Fotoğraf elimizden kaçıverir (…that of classification Photography evades us, 2)
10-Fotoğraf, alışılagelmiş görüntü tartışmalarına sokulmamalıdır (Photograph is indifferent to all intermediaries, 36).
11-Fotoğraf, gerçekliğin bir kopyası değil, geçmiş gerçekliğin bir yayılışıdır -akışı, sızışı-, (…emanation of past reality, 36).
ibirkaç portrecinin hayranlık uyandıran çalışması dışında..
Barthes’ın Fotoğrafa yaklaşımı, kendi ifade ettiği gibi; yalnızca fiziksel, kimyasal, optik, estetik değildir. Dolayısıyla, bir Camera Lucida okuyucusu, bir Fotoğrafik görüntüyü ‘Barthes’in görüşleriyle’ ele almak isterse; onu genel ilim, bilim kavramları ile değil (older forms of representation, 2); Barthes’ın yaklaşımıyla düşünmek durumundadır. Bu biçimsel değil, varoluşsal bir yaklaşımdır. Okuyucu, Camera Lucida’da geçen ayrımlara dikkat etmeli (biçim, görüntü vb.); görüntü’yü yalnızca klasik semiyotikçilerin (F.Saussure, C.S. Peirce vb.) kavramlarıyla değil, Flusser’in ‘teknik görüntü’ olarak vurguladığı ayrımlar üzerinden ele almalıdır. Bu izleğin izdüşümüne Sartre’dan Kant’a uzanan bir güzergâhta rastlanabilir.
Not: Cümlecik sonlarındaki numaralar; kavramın, 48 bölümden oluşan Camera Lucida’nın hangi bölümünden alıntılandığını işaret eder.




