ek inci


İstanbul’da yaşamadım ama ne zaman gitsem o büyülü şehre; vapurunu, martılarını, sokaklarını, ruhunu solurum her köşesinden…Ve Beyoğlu diyince, aklıma düşendir tünelden başlayıp taksime uzanan o cadde, uğrak yerlerimle… “İNCİ” mesela, oradadır benim için, 1986 yılının haziranından beri, bir başkası için daha önce ya da sonra…

Bir noktadır, geçiştir “İNCİ”, tekrarlayıştır, hafızadır, aşktır… Uğradığım, bazan yanından geçtiğim ama göz ucumla baktığım ve her zaman orada olduğunu bildiğim…

En son uğradığım da takvim 2012 yılı eylülünün yirmi sekizinci gününü gösteriyordu… Neredeyse 3 ay olmuş… O gün kaydettiğim bu fotoğraf artık “kaybolmuşluklar” içinde yerini aldı çoktan…

İnci Pastanesi, 07.12.2012 tarihinde, bulunduğu binanın restorasyon çalışması sebebi ile kapatıldı!… Yeni bir yere yeniden açılacağı söylense de, o eski bilindik yerinde olmayacak artık, kopuşlar hüzünlüdür, eskisi gibi olmaz hiç; tıpkı Ankara’da Piknik restoranın Tuna caddesindeki yerinden Armada Alışveriş Merkezine taşınmasında olduğu gibi…

Kaybediyoruz, herşeyi …

_

Yıllar sonra yeniden döndüğünüzde geçmişe, o günleri hatırlatacak bir şeylerdir aradığımız… bir kapı, bir ağaç ya da tanıdık bir yüz… Oradalarsa eğer, onlara tutunur ve geçmişimize yolculuk edebiliriz. Yaşamını başlangıçtan bugününe kadar bir bütün olarak hatırlayabilmektir insana güven veren, varlığına değer katan… Eğer bulamıyorsanız geçmişinizden bir iz, nerede başlamıştır sizin hikâyeniz… Göremediğiniz o yerde mi? yoksa siz yok muydunuz hiç? Öylece devam edersiniz ama eksik…

a.tufan palalı/1.aralık.2012

/

I have never lived in Istanbul but whenever I go to that enchanted city, I breathe in the spirit of the ferries, the seagulls and the streets from every corner…

And when you talk about Beyoğlu, my thoughts turn to that street with my old haunts, starting from “Tünel” extending to Taksim…  For example, “İNCİ” is there for me since June of 1986, maybe it is there too for someone else from the past, or the future…

“İNCİ” is a place, a passage, a repetition, a memory, a love…I would stop by, sometimes just pass but still glance out of the corner of my eye always knowing that it was there…

The last time I stopped by the calendar said it was the 28th of September…almost 3 months had past…The photograph I took that day has long since taken its place among “The Disappearances.”

Because of restoration being done on the building in which it was housed, İnci Pastery shop was closed on 07.12.2012!…Even if they talk about opening a new place, it won’t be in the old place we know, separations are sad, nothing is as it used to be; just like the Ankara Piknik Restaurant’s move from Tuna street to the Armada Mall…

%d blogcu bunu beğendi: