Unutkanlığın içinde (şiddetin sebep olduğu) / Inside the forgetfulness (due to violence)
Çalışma alanlarına yakın olsun diye evler tarlaların yakınına kuruluyordu. Evler, büyükçe ve tek bir odadan oluşan beton binalardı, bahçeleri yoktu. Evin bir köşesi yatmak için kullanılıyordu, yemek günlük olarak dışarıdan verildiğinden mutfak yoktu. Kapının karşısındaki büyük duvarın tam ortasındaki kocaman şömine bacası olmadığı için kullanılmıyor, üst tarafındaki ve etrafındaki çıkıntılara öteberi koymaya yarıyordu.
O gün dışarıdan gelen ve şimdiye kadar hiç duymadıkları kadar gürültülü seslerle uyandılar. Sesler daha çok bir kalabalıktan gelen koşuşturma ya da kaçmayı andırıyordu. Çığlık yoktu, hareket vardı.
Dışarıda neler olup olmadığına bakıp, (devamı için / more)